Yusuf, Mustafa, Ayşe ve Hatice, sıradan bir gün geçireceklerini sanarak aileleriyle birlikte bir bilim merkezine giderler. Ancak onları bekleyen şey, hayal bile edemeyecekleri bir serüvendir! Sanal gerçeklik gözlüklerini taktıkları anda kendilerini gizemli bir dünyanın içinde bulurlar. Artık geri dönüş yoktur! Bu heyecan dolu yolculukta, onları çok önemli bir görev beklemektedir: Gizli kutuları bulmak ve içindeki şifreleri ve mesajları öğrenmek. Bunun için tarihî şehirleri dolaşacak, büyük âlimlerle tanışacak ve hakikatin izini süreceklerdir. Ancak yolları tehlikelerle doludur. Karanlık güç Roboza, bu bilgilerin insanlara ulaşmasını engellemek için her yolu deneyecektir! Tuzaklar, engeller ve sürprizlerle dolu bu yolculukta, kahramanlarımız zekâlarını, cesaretlerini ve ekip ruhlarını kullanarak mücadele etmek zorunda! Peki, kahramanlarımız Roboza’nın tuzaklarını aşarak gizli kutulara ulaşabilecekler mi? Bu gizemli yolculukta onları hangi sürprizler bekliyor? Aydınlık yarınlar için gerçek ve hayalin iç içe geçtiği bu inanılmaz maceraya hazır mısın? O halde gözlüklerini tak, cesaretini topla ve nurlu kapıları arala!

Profesör Mustafa, yıllardır hayalini kurduğu zaman makinesini nihayet tamamlar. İlk yolculuk için her şey hazırdır. Ancak bu yolculukta yalnız değildir! Meraklı ve keşfetmeyi seven küçük kızı Amine Hafsa da onunla, tarihin en aydınlık çağına, Asr-ı Saadet’e doğru yola çıkar. Baba-kız, Sevgili Peygamber Efendimiz ’in (s.a.v.) yaşadığı Medine sokaklarında dolaşırken, sahabelerin ahlakını ve sevgisini yakından hisseder. Amine Hafsa, Peygamberimizin merhametine, adaletine ve tevazusuna şahit oldukça, kalbinde unutulmaz bir dönüşüm yaşar. Profesör Mustafa, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.), hiçbir zorlama yapmadan; cahil, kaba, sert mizaçlı, inatçı, bedevi insanların kötü alışkanlıklarını kısa sürede nasıl değiştirdiğini ve onların yerine güzel ahlakı nasıl yerleştirdiğini bizzat görür. Bu kutlu çağın sırlarını bilimsel bir gözle incelerken, diğer taraftan maneviyat güneşi olan Hz. Muhammed (sav)’in ışığına ve rehberliğine her çağın muhtaç olduğunu bir kez daha müşahede eder. Aydınlık yarınlara ilham vermek için yazılan bu eser, zaman yolculuğunun heyecanını Asr-ı Saadet’in huzuruyla buluşturuyor. Amine Hafsa ve Profesör Mustafa ile geçmişin ışığında geleceğe umutla bakmaya hazır mısınız? Bilim, tarih ve maneviyat dolu unutulmaz bir macera!

Mükemmel olarak üst düzey gayelerle yaratılmış bir evrende yaşıyoruz. Evrenin yaratıcısı olan Yüce Allah, anlam arayışında olan biz insanlara varlıkların yaratılış gayelerini, insanların dünyaya ne amaçla gönderildiklerini peygamberleri aracılığıyla bildirmiştir. İnsanların dünyada ne gibi görevler yapacaklarını, bu yapacakları görevleri niçin ve nasıl yapacaklarını, yaparlarsa ne kazanacaklarını, yapmazlarsa ne kaybedeceklerini yine elçileri vasıtasıyla öğretmiştir. Peygamberler, getirdikleri vahiy ve örnek yaşayışlarıyla, dünyadaki imtihanın özelliklerini, imtihanı kazanmanın yollarını, dünyadan sonra nereye gidileceğini ders vermişlerdir. Çünkü aklen ve mantıken şu muhteşem kâinatın bir yaratıcısı olması gerektiğini bilen ve bulan akıl, o yaratıcının kâinatı ve varlıkları niçin yarattığını, vahyin rehberliği olmadan bilemez ve bulamaz. “İnsan nedir? Ve Necidir? Bu evren niçin yaratıldı? İnsanın dünyadaki anlamı ve görevi nedir? İnsan bu dünyaya nereden gelmiştir ve nereye gidecektir? Varlıkların varoluş amaçları nedir?” gibi cevaplarını bütün akılların merak ettiği soruların, insanları gerçekten tatmin eden cevaplarını, ancak ilâhî vahyin tebliğcisi peygamberler verebilir. Elinizdeki bu kitap; yaradılışı gereği sonsuz bir hayat isteyen, yok olmak, unutulmak, kaybolmak istemeyen insana, ihtiyacı olan Peygamberlik hakikatini öğretiyor. Tüm insanlığa, insan olmayı ve insan kalmayı öğreten, doğru sözlü, aldanmaz ve aldatmaz bir rehber olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselâm’ı tanıtıyor, O’nun çok yüksek manevi şahsiyetini ve O’nun Cenab-ı Hakk’ın yanındaki çok büyük kıymetini örneklerle ortaya koyuyor.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v), tüm âlemlerin iftiharı ve insanlığın şeref kaynağıdır. O’nun her sözü insanlığa nur, her davranışı ahlakın zirvesi olmuştur. Hayatı, imanı, ibadeti ve ahlakıyla O (s.av), ümmet için en güzel örnek (üsve-i hasene) olmuş; mucizeleri akılları hayrete düşüren birer delil, yetiştirdiği sahabelerin her biri ise insanlık için yol gösterici birer yıldız olmuştur. Âlemlerin Efendisi ve kâinatın yaratılış sebebi olan Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v) risaleti, yalnızca iman edenlerin değil, düşünen her aklın, bozulmamış kalplerin ve sönmemiş vicdanların kabul ve tasdik ettiği bir hakikattir. Hem ahlak hem de suret itibariyle insanlığın en güzeli, en halimi, en sabırlısı, en çok şükredeni, en mütevazısı, en iffetlisi, en cömerdi, en merhametlisi ve en adaletlisi; mertlik, cesaret, vakar, affedicilik, zekâ ve şefkat gibi tüm yüce sıfatların en mükemmel haliyle sahibi olan; kalplerin sevgilisi, akılların öğretmeni, nefislerin mürebbisi ve ruhların sultanı Hazreti Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) salât ve selam olsun.